Muhammed Ali'ye kaybettiği unutulmaz maçla hafızalara kazınan Amerikalı boksör George Foreman, bugün kendi internet sitesinde ona özel bölüm ayıracak kadar olgun bir eldiven. Aynı zamanda 10 yıl ara verdiği ringlere dönüp 45 yaşında "en yaşlı ağır sıklet boks şampiyonu" olmuş bir isim.
George Edward Foreman... Profesyonel kariyerinde toplam 81 maç yapmış ve bunların 68'i nakavtla olmak üzere 76'sını kazanmış bir boksör. Kariyeri, sıra dışı yaşamı ve herkese örnek olması gereken pes etmeyen yapısıyla sporun en unutulmaz figürlerinden biri. Aslında 5'i erkek 5'i kız olmak üzere tam 10 çocuğu bulunan Foreman'ın, 5 erkek çocuğuna da kendi ismi George'u koyması ne denli çılgın bir karakter olduğunu göstermeye yeterli.
ABD'li boksör, tam 67 yıl önce bugün, 10 Ocak 1949'da Texas'ta doğdu. Birçok ünlü sporcu gibi onun da çocukluğu yoksulluk içinde geçti. Hatta kardeşine göre "fakir" kelimesi bile yaşadıkları yokluğu anlatmak için fazla "zengin" kalıyordu. Yedi çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olan George'un ilk ilgilendiği spor dalı Amerikan futbolu oldu. Böylece kolej takımında futbol oynamaya başladı. Ancak dersleri kötü olunca kısa bir süre sonra hem okula hem de okulun futbol takımına veda etmek zorunda kaldı.
Amerikan başkanı kaderini değiştirdi
Foreman'ın hayatı, bir gün televizyonda dönemin Amerikan Başkanı Johnson'ı görmesiyle değişti. Başkan, "Harika bir toplum oluşturacağız" diye reform projesini anlatırken, okuldan ayrıldıktan sonra serserilik etmekle meşgul George'u da etkilemeyi başardı. Geleceğin boks yıldızı, Johnson'ın çağrısına uyup mahallesini terk etti. Bir öğrenci olarak pek de parlak performans göstermediği Kaliforniya'daki mesleki eğitim kampında ise şans tam anlamıyla kendisine gülecekti.
Doc Broadus adlı bir antrenör, 16 yaşındaki iri çocukta bulunan cevheri keşfederek, kendisine boks öğretmeye başladı. Yetenekli gence olimpiyatlardan ve altın madalyalardan bahsederek aklını çeldi. Böylece 18 yaşını dolduran George'un önündeki yol artık yavaş yavaş şekillenmeye başlıyordu. 1968 yılında yaptığı maçların hepsini kazandı. Meksika'da düzenlenen olimpiyatlara katılmayı da başardı.
Joe Frazier'ı perişan etti
Bu sırada ABD'deki siyah isyanı doruğa çıkmıştı ve "Black Panthers" adı verilen topluluk, zenci atletlerden yumruklarını kaldırıp özel selamlarını vermelerini bekliyordu. Olimpiyat finalinde Sovyet rakibi Ionas Chepulis'i zorlanmadan deviren George altın madalyaya ulaştı. Herkes onun da yumruğunu kaldırıp kaldırmayacağını bekliyordu. George elini kaldırdı ve avcunun içinde tuttuğu küçük Amerikan bayrağını gösterdi. Kimi onu ihanetle suçladı, kimi takdir etti.
Foreman bir yıl sonra profesyonel olma kararı aldı. Sert nakavtları, olağan dışı yumruk stili, kroşeleri ve aparkatları ile hızla yıldızı parladı. 1973'te bir başka efsane Joe Frazier ile unvan maçına çıktı. Herkesin favorisi olan Frazier iki rauntta tam 6 kez yere düştü. Maç sonunda 24 yaşındaki Foreman, Dünya Şampiyonu olmuştu.
Boksun iki devi Afrika'da karşı karşıya
Ve takvimler 30 Ekim 1974'ü gösterdiğinde Foreman, bu kez boksun gelmiş geçmiş en büyük efsanesini karşısında buldu. Muhammed Ali ile George Foreman, unvan maçı için Zaire'de karşılaşacaktı. Afrika kökenli iki eldivenin eski kıtalarındaki randevusu Türkiye de dahil bütün dünyayı televizyonların başına kilitledi. Foreman neredeyse Ali'nin her yumruğuna karşı 6 yumruk atıyordu. İlk rauntlar hep böyle geçti. Oysa daha deneyimli bir boksör olan Ali dinleniyor, Foreman'ın bütün enerjisini harcamasını bekliyordu. Nitekim bu gerçek 8. raundun sonlarında tüm çıplaklığıyla ortaya çıkacaktı. Bu kez ardı ardına yumruklarla saldırıya geçen Muhammed Ali'ydi.
Foreman ilk kez yere düşüyordu, Ali son bir yumruk için kolunu kaldırdı ama o yumruk hiçbir zaman Foreman'ın yüzünde patlamadı. Çünkü nakavt olmuştu. Zaten profesyonel kariyeri boyunca da Muhammed Ali'den başka hiç kimseye de nakavtla kaybetmedi. Ancak o, bugün kişisel internet sitesinde bile kendisine en büyük acıyı yaşatan adama özel bir bölüm ayırarak saygısını sunacaktı.
Kendisini Hazreti İsa sandığı yıllar
Gelgelelim bu tarihi randevunun Foreman'a faturası çok ağır oldu. Genç boksör en az yenilgisi kadar ağır bir depresyonun içine girdi. Bir gün yüksek ateşle hastaneye kaldırıldı. Kendi söylediğine göre ölmüştü ve yeniden ama bu kez tertemiz olarak doğmuştu. 'Tanrının yolu' dediği yeni bir yol seçti kendine. Artık elinde İncil ve uzattığı sakallarıyla geziyordu. Çevresindeki herkes delirdiğini düşünmeye başladı. Hatta kendi kilisesini bile kurdu. Böyle böyle yaşı 38'e geldi. İşte o zaman aklında yine çılgın bir fikir belirdi: Boksa geri dönmek.
1987'de tekrar ringe çıktı. 10 yıl aradan sonra döndüğü boksta ilk olarak eski günlerine uzak bir görüntü verdi. 1991'de kendinden 14 yaş küçük Evander Holyfield'la unvan maçına çıkıp kaybetti. İki yıl sonra da Tommy Morrison'a karşı cesaretle dövüştü ama yine aynı akıbetten kurtulamadı.
Hayattan 20 yıl sonra rövanşını aldı
Ve 1994'te Muhammed Ali'ye kaybettiği unutulmaz maçın 20. yıldönümünde 45 yaşında şişman ama kendine güvenli bir boksör olarak yine ringdeydi. Kendisinden tam 18 yaş daha genç Michael Moorer'ı eski günlerini hatırlatan bir sağ direktle yere serdi. Foreman yılmamış ve yeniden Dünya Şampiyonu olmuştu. Foreman, şampiyonluk kemerini kazanmış en yaşlı ağır sıklet boksör unvanını da hâlâ taşır.
Foreman boksu bıraktıktan sonra iş hayatında da azmini konuşturdu ve başarıya ulaştı. Kendi ızgara markası ile yeni bir servete ulaştı. Hollywood filmlerine taş çıkaran otobiyografisi ise best seller oldu.